Ne İstiyoruz?

dusunceninokullasmasi.com sitesi, yeni bir ‘oluşum’u haber vermek veya kitleyi bir yerlere çağırmak için kurulmamıştır. Bilakis burada ‘hayırda yardımlaşma’ çağrısı yapılmaktadır. Bizler, kimseyi itaate çağırmıyoruz. “Önce itaatinizi sunun, sonra birlikte çalışalım” demiyoruz. ‘Düşüncenin okullaşması’ projesine[1] inanan herkes bu siteye katkı verebilir. Katkıda bulunacak kişi, bir grubun, bir cemaatin, bir partinin vs. üyesi de olabilir. Bunu bir sorun olarak görmüyoruz. Önemli olan ‘proje’ bağlamında üstlenilen sorumluluğun yerine getirilmesidir. İnanıyoruz ki, Müslüman camiada henüz denenmemiş olan bu çalışma tarzı Ümmet için ‘hayr’a vesile olacak ve ‘rahmet’ doğuracaktır. Zira Müslümanlar, faaliyetlerini hâlâ büyük ölçüde klasik ‘itaat ilişkileri’ne göre yürütüyorlar ve bunun olumsuzluklarından etkileniyorlar. Ümmet dağıldığı ve toplum da ifsad olduğu için, bu ilişkiler, çoğunlukla ‘hayr’ doğurmuyor; bilakis, daha çok düşünsel gelişimi sınırlayıcı bir işlev görüyorlar. Halbuki ifsadın yaygınlaştığı ortamlarda öncelikle yapılması gereken, ‘düşünce’ temelinin sağlam atılmasıdır. İtaat ilişkileri, ancak bu temele dayalı olarak kurulursa, ‘hayr’ doğurur. Aksi takdirde, ‘baskı’ hatta ‘şiddet’ aracına dönüşebilir. Bugün Müslüman Dünyası’nın birçok yerinde olan da budur. İnsanlar samimi niyetlerle bir yapının içerisine giriyorlar ve bir daha da çıkamıyorlar. Çünkü çıkan, ‘hain’ ilan ediliyor! Halbuki ‘otorite olmuş âlim’in bulunmadığı vasatlarda, gerçek manada ‘itaat ilişkileri’ kurulamaz. Dolayısıyla ‘vahdet’i ancak, ‘otorite olmuş âlim’ sağlayabilir. Bu şu demektir: ‘biat’ isteme hakkına sahip olan, ancak ‘gerçek âlimler’dir. Üstelik de “masiyette itaat olmaz.” Yani, insanlardan ‘bağlılık’ isteyenler, Hakk üzere olmalı, Hakk’ı söylemeli ve Hakk’ı savunmalıdırlar. Bunun için ise, ‘ilim’ sahibi olmak gerekir. İşte bu yüzden, bozulmuş olan ‘itaat ilişkileri’ni düzeltmek için yapılması gereken, öncelikle ‘düşünce meseleleri’ni halletmektir. dusunceninokullasmasi.com sitesinin amacı da bundan başkası değildir.

Bizler “bir bilgiye dayalı olarak” amel etmek, yani ‘hikmetli’ düşünmek ve ‘hikmetli’ davranmak istiyoruz. Bu yüzden, nerede veya kimde olursa olsun, ‘doğrular’ı kendi malımız sayıyor ve onları savunuyoruz. Nerede ve kimde olursa olsun, yanlışı reddediyor ve ondan uzak duruyoruz. Bizim amacımız, ‘niceliksel büyüklük’ değildir. Bizler ‘kalite’yi ve ‘yetkinliği’ önceliyoruz. Bu vesile ile, dusunceninokullasmasi.com sitesi olarak, kitlelere şirin görünme kaygısıyla hareket etmeyeceğimizi, bilakis kitleyi ‘uyarma’ya, Hakk’a iletmeye çalışacağımızı deklare ediyoruz. Evet, bizler, ‘itaat istemeye’ veya itaatten nemalanmaya gelmedik, belki, Şeriati’nin dediği gibi, “sizi rahatsız etmeye geldik!”, belki Sokrat’ın dediği gibi, ‘at sineği’ olmaya geldik! Çünkü halihazırdaki ‘rahatlık’ cehaletten kaynaklanıyor! Cahile bilgisizliğini hatırlatmak, doğal olarak, rahatsızlık doğurur. Ama doğruların peşinde olduğunu iddia edenler, bundan rahatsızlık duymamalıdır. Cehalet düzenini değiştirmek için gönderilen bütün peygamberler de, cahiller tarafından ‘bozguncu’ olmakla suçlanmadılar mı? Bu tepki, cehaletin egemen olduğu toplumlara özgüdür ve yaygındır. Gerçek ‘ıslah ediciler’ bu tür tepkilere aldırmadan, doğru bildiklerini açıkça söylemeli ve rahatsızlığın doğurabileceği riskleri göğüslemelidirler. Bizim yapmaya çalışacağımız şey de bu olacaktır. Dusunceninokullasması.com sitesi, bu manada, hakikatin sesi olmaya çalışacak ve doğruları, gücü yettiğince, savunacaktır.

↩ [1] Projenin içeriği, Düşünce Okulu başlıklı bölümde özet bir şekilde izah edilmiştir.