‘Okul’ ile kastımız, bilinen manada tedrisatın yapıldığı bir yerdir ve burada eğitim görecek çocuklar ‘zeka testi’ yapılarak seçilecektir. Eğitime başlama yaşı, maruf olan uygulamada olduğu gibi 6 olacaktır; ancak testten geçerek zeka düzeyi ‘normalin üstünde’ olduğu belirlenen çocuklar için bu yaş 4’e kadar düşürülebilir. Bu çocuklar, ‘düşüncenin okullaşması’ sürecine katkıda bulunmak üzere ‘özel’ olarak eğitileceklerdir. Bu eğitim, 3 ana alanda verilecektir. Bunlar, ilk ve orta öğrenim döneminde, ‘dil öğrenimi’, ‘temel bilgiler’ ve ‘beden eğitimi’ olacaktır; lise ve üniversite döneminde ise, yine ‘dil öğrenimi’nin devam ettiği ‘ideolojik’ ve ‘felsefi’ ağırlıklı bir müfredat uygulanacaktır.
Okulda öğrenim görecek çocukların, mezun olduklarında, ana dillerinin yanı sıra, yabancı dil olarak, asgari Arapça, Farsça, İngilizce, Fransızca, Almanca ve Latince’yi bilmesi istenecek; zorunlu olmamakla birlikte, Osmanlıca, Yunanca ve İbranice’yi de öğrenmeleri tavsiye edilecektir. Okulda ağırlıklı olarak dil eğitiminin verilmesi, moderniteyi ‘gereğince tanıma’ amacına yöneliktir. Çünkü ‘ideolojik’ materyal orijinal dilden okunup öğrenilmedikçe, kaliteli bir düşünsel ve eleştirel faaliyet gerçekleştirilemez. ‘Temel bilgiler’ ise öğrencinin ‘hayatı tanıması’ amacına matuf olarak verilecektir. Bu bağlamda, fen ve sosyal bilgiler alanında proje amacıyla uyumlu bir müfredat takip edilecektir. ‘Beden eğitimi’ dersleri ise, ‘zihinsel’ gelişimi destekleyecek şekilde ve ‘profesyonelce’ verilecektir.
Bu, bir ‘tasarı-proje’dir. Burada, şimdilik, ‘fikir/proje’ beyanı söz konusudur.