Düşüncenin Okullaşması

Çağdaş Müslüman Düşüncenin Söylemi, Küresel Olmalıdır

Bilinmelidir ki, bugün artık sadece Müslüman dünyasına hitap edecek bir söylem ile tebliğ ve cihad yükümlülüğünün gerekleri yerine getirilemez. Küreselleşmenin bir olgu olduğu günümüzde, Müslümanların söylemi de ‘küresel’ olmalıdır. Çünkü modernite, son iki asırda küresel bir başarı yakalamıştır ve eğer ilerde İslam’ın bir hakimiyeti söz konusu olacaksa, bunun sahici ve kalıcı olması için mutlaka küresel ölçekli olması gerekecektir. Yerel hakimiyet (ve hakikat) iddiaları, artık insanlığın genelini peşinden sürükleyebilme şansını kaybetmişlerdir. Bundan sonraki her muhtemel hakimiyet biçimi, kaçınılmaz olarak, ‘küresel’ olmak durumundadır. Çağımızda teknolojinin ve özellikle de iletişim araçlarının sağladığı imkanlar, yerel hakimiyet ve hakikat iddialarını büyük ölçüde anlamsızlaştırmıştır. O bakımdan, Müslüman dünyasının genelini kuşatacak muhtemel bir İslami dönüşüm dahi, son tahlilde, ‘yerel’ nitelikli olacaktır ve dolayısıyla da ideolojik bir çekiciliği olmayacaktır.

Bu noktada yapılması gereken şey, modernite ile ciddi bir hesaplaşmaya girip, onun ‘hakikat’ iddiasının fiilen çürütülmesidir. Bunu sağlayacak olan da ‘düşüncenin okullaşması’dır. Evet, bugün artık ‘ideolojilerin öldüğü’ resmen ilan edilmekte, ‘bilim’in bir ‘kutsal inek’ olduğu rahatlıkla söylenebilmektedir; ancak Müslüman Düşüncesi, henüz “moderniteyi, yine modernitenin dilini kullanarak mağlup edebilecek” düzeye erişemediği için, küresel ölçekli bir başarıyı yakalayamamaktadır. Evet, İslam geleceğin ideolojisi olacaktır; fakat bu, şarta bağlı bir süreçtir. Müslümanlar olarak, üzerimize düşen görevleri layıkıyla yerine getirirsek, Allah bize yollarını açacaktır. Bu, O’nun vaadidir. Bunun için yapmamız gereken şey ise artık bellidir: ilimde derinleşmek ve üst düzeyli bir ilmi çaba sonucunda moderniteyi fiilen mağlup etmek.


Facebook'ta Paylaş Tweetle