Düşüncenin Okullaşması

Düşünce Okullaştığında Ne Olur?

Dünya değişmiş olur.

Çünkü artık değişimi gerçekleştirecek ‘plan’ hazırdır. Plan olduğunda, bina yapımının en temel şartı yerine getirilmiş demektir. Geriye bina yapacak usta bulmak kalmaktadır ki, bu, diğerine göre daha kolay bir süreçtir.

Fakat bugün Müslümanlar olarak, genel halimiz, ‘kusurlu’ plan taslağıyla kusursuz bina yapmaya çalışan kişinin durumuna benzemektedir. Hatta tecrübeli bina ustası bulsak bile, bir türlü ‘kusursuz’ bina yapamıyoruz. Devrim dahi yapıyoruz, ama evrensel ölçekli bir cazibe merkezi oluşturamıyoruz, güçlü bir ideoloji üretemiyoruz; kendi dünyamızın dışındaki insanlara daveti etkili bir şekilde götüremiyoruz. Bütün bunların nedeni, düşüncenin okullaşamamasıdır.

Bu gerçekleştiğinde, dünya değişecektir. Tarihte de bunun örneği çoktur. Sosyalist düşünceyi okullaştıran Marks’ın, sadece Batı dünyasında değil, Müslüman dünyasında bile taraftar bulması başka türlü izah edilemez. İslam hak din olduğu halde, batıl bir ideoloji Müslüman coğrafyasında önemli bir taraftar kitlesi bulabiliyorsa, bunu ancak ‘düşüncenin gücü’ ile izah edebiliriz. Düşünce, sistematik, kendi içinde tutarlı, yetkin bir şekilde ifade edilirse, her coğrafyada benzeri etkileri gerçekleştirebilir. Batıl bir ideoloji bunu yapabiliyorsa, ‘hak din’ niçin yapamasın?!

Evet, İslam, hak dindir; Kur’an’da ‘hak söz’dür. Ancak bunu bilfiil göstermek gerekir. Bunun için, mesajın canlı şahitlerinin mevcudiyeti elzemdir. Kur’an, ancak okunduğunda ve doğru anlaşıldığında, kendisinden beklenen etkiyi gösterir. Doğru anlamak ise, en başta, gösterilen ilmi gayretin sonucudur. Kitlesel yönelim sağlanır ve ilmi faaliyetler dinamik karakterini koruyarak gelişirse, belirli bir sürecin sonunda, gerçek anlamda ‘ilm’ hasıl olur ve düşünce okullaşır.

Düşüncenin Okullaşması sürecinde, eleştiri mekanizmasının sağlıklı işlemesi de önemlidir. Eleştiri, ilim düzeyinin artmasının temel şartlarından biridir. Fakat eleştirinin, düzeyli olması ve bir ‘eleştirel kitle’ tarafından yapılması gerekir. Bu da, toplumun genel ilim düzeyinin yükselmesiyle doğrudan ilişkilidir.